TARİH
Cizre Kalesi
Hz. Nuh’un tufan olayından esinlenerek M:Ö 4000 yılında Mezopotamya’da hüküm sürmüş olan Gudi İmparatorluğu döneminde gemi şeklinde yapılmıştır.
Zaman içerisinde bölgede cereyan eden savaşlar sırasında kısmen yıkılan kale daha sonra Asurlular, Babiller ve Abbasiler tarafından yeniden onarılmıştır.
Kalede Hamam, medrese, mahkeme, zindan ve diğer her türlü teşkilat bulunuyordu.
Kale içerisinde bulunan kapı M:Ö 241-246 yılları arasında Sasani İmparatorluğu zamanında 1. Erdeşir Babekan tarafından yaptırılmıştır. Üç muazzam yekpare siyah taştan yapılan kapının kubbesi içerisinde bir kitabe ile iki arslan kabartması bulunmaktadır.
Mem-u Zin Zindanı
Mem-u Zin destanında Mem’in kaldığı zindan halen sağlam olarak muhafaza edilmektedir. Taşları arasında eritilmiş kurşunun harç yapılarak döküldüğü zindanın üst kısmı kubbe şeklindedir.İki Katlı Tarihi Bina Asur, Sasani ve Arap Hükümdarları tarafından on odalı ve kalın taş duvarlı bina 1480 li yıllarda Cizre Emir beyi Tacdin’in evi olarak kullanılmıştır.
Belek Burcu
1596 yılında Cizre Beyi Şeref Bin Muhammed Bin Hanabdal tarafından kalenin kuzeybatısına bir sıra siyah bir sıra beyaz taştan ve dikdörtgen şeklinde yapılmıştır.
Hamidiye Kışlası
Nuh Peygamber Camii ve Türbesi
İslamiyetin kabul edilmesiyle beraber 639 yılında kiliseden camiye çevrilmiştir. Restorasyon çalışmaları devam eden Ulu cami halen cami olarak da kullanılmaya devam edilmektedir
Kırmızı Mederese ve Şeyh Ahmet El-Cezeri Türbesi
15. yüzyılda Cizre Azizan Beyi II: Şeref tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu mimari tarzını taiyan yapı kırmızı tuğlalarla örüldüğünden “kırmızı medrese” denilmiştir. Mescidin güneyinde türbesi bulunan Şeyh Ahmed El-Cezeri ise 1404-1479 yılları arasında yaşamış ünlü bir şairdir.
İsmail Ebul İz El-Cezeri Türbesi
Abdaliye Medresesi ve Mem-u Zin
Cizre Ejderleri
Fizikçi ve Makine mucidi “Ebul-iz İsmail Bin Rezzez El Cezeri” tarafından XII. Yüzyılda kazıma tekniği ile tunçtan Cizre Ulu Camii iç kapısının tokmakları olarak yapılmıştır. Sfenks ejderler badem gözlü sivri kulaklı kanatlı yaratıklara benzetilmiş ve birbirlerinin kanatlarını ısırır şekilde yapılmışlardır. Gövdeleri yılan derisine benzetilmiştir.
Ejderlerden biri Dicle diğeri Fırat nehrini ortadaki arslan başı Cizre insanını alt bölümdeki kartallar ise savaş gücünü simgeler.
Cizre Ejderleri Ulu Camii kapısında kapı tokmağı şeklinde sağlı ve sollu olmak üzere iki adet iken, Ejderlerden bir tanesi 1969 yılında Danimarka’ya kaçırılmış olup diğeri ise İstanbul Türk İslam Eserleri Müzesinde sergilenmektedir.